1991'den Bugüne

2018 Kasım: Kadük Kanun Tasarısı KISA İtiraz ve ÖNERİLER

KISA VERSİYONU, Kasım 2018, Geçen dönem TBMM de KADÜK olan ve şimdi tekrar gündeme alınan Kanun TASARISI İtiraz ve ÖNERİLER, eklenmesi gereken hususlar, tasarıda KATLİAMA zemin hazırlayan DEĞİŞMESİ gereken Maddeler:

SAHİPSİZ KEDİ ve KÖPEKLERE ilişkin katliamlara yol açacak "MADDELER" içeren ve geçen dönem MECLİSTE kadük olan KANUN TASARISI, aynı maddeler ile TEKRAR GÜNDEME getirilmiştir. Halen bu yasa tasarısı STK lardan ve kamuoyundan gizlenmekte, sadece bazı maddeleri BASIN ve TV ler aracılığı ile duyurulmaktadır. Bu da, hayvanlar için katliamlar getirecek bazı maddelerinin GÖZDEN KAÇIRILMAK istendiği konusunda kanaat oluşturmaktadır.

Başlıca talebimiz yasa tasarısının madde madde üzerinde görüşülerek STK lar ile birlikte hazırlanmasıdır.  

Tasarı, TCK kapsamına geçmesi durumunda, hayvana kötü muameleye verilecek olan CEZANIN sadece vatandaş için geçerli olması kabul edilemez. Çünkü, vatandaştan 1000 misli daha fazla işkence yapan yok eden belediye görevlilerinin de ceza alması gerekmektedir. Cezalar da 2 yıl 1 ay dan başlamalıdır. 

Kanununu uygulamakla yükümlü TARIM ORMAN Bakanlığının, kanunun uygulanmasına yönelik, yani kısırlaştırma yapmayan, hayvan sayısını azaltmak için ÖLDÜRME yolunu seçen belediyeler üzerinde bir idari yaptırımı olması gereklidir.

KADÜK olduğu halde şimdi gündeme alınan tasarıda bulunan çözümden ziyade KATLİAMLARIN artmasına sebep olacak MADDELERİ, sorunları ve ÇÖZÜM önerilerini yurt çapında 70 e yakın şehirde 100 lerce STK, Gurup, Gönüllü tarafından EŞ ZAMANLI ULUSAL BASIN AÇIKLAMASI ile deklare edilmiştir.

Nesrin ÇITIRIK/ HayKonfed Başkanı.

===========================

1-) Tasarı MADDE 8- 5199 Sayılı Kanunun 19 uncu maddesi KISIRLAŞTIRMA - BAKIMEVLERİNİN nüfusu 100 000 den yukarı olan yerlerde kurulması ŞEKLİNDE DEĞİŞTİRİLMİŞTİR.

Mevcut yasada tüm belediyelerin KISIRLAŞTIRMA MERKEZLERİ kurma hükmü var iken, bu yeni tasarıda, kısırlaştırma bakım merkezlerini sadece nüfusu 100 000 üzerinde olan ilçelerde kurulması, kalan 970 belediyede kısırlaştırma merkezi OLMAMASI öngörülmüştür. Oysa, kedi köpek sayısı, özellikle kırsaldaki az nüfuslu belediyelerde çok fazladır. Ayrıca, sahipsiz hayvan üremesinin ancak hayvanların yaşam haklarına saygı gösterilerek TIBBİ ve AHLAKİ koşullarda yapılması gereken KISIRLAŞTIRMA ile kontrol altına alınacağı bilimsel bir gerçek iken, kısırlaştırmanın BÜYÜK ŞEHİRLER ile sınırlanması, hayvanlar için felaketle eş değer olacağı gibi, toplumu da hızla artan köpek kedi popülasyonu ile karşı karşıya bırakacaktır.

TASARININ 8. MADDESİNE ÇÖZÜM ÖNERİSİ:

a) Nüfusu 20 000 altında olan yerleşim birimlerinde KISIRLAŞTIRMA İSTASYONU,
b) Nüfusu 20 000-50 000 arasında olan ilçelerde KÜÇÜK ÖLÇEKLİ BAKIMEVİ,
c) Nüfusu 50 000-100 000 arısında olan ilçelerde ORTA ÖLÇEKLİ BAKIMEVİ,
d) Nüfusu 100 000 üzerinde olan ilçe ve illerde GEREKTİĞİ SAYIDA HASTANELİ BAKIMEVLERİ kurulmalıdır.

Tüm il ve ilçelerde mutlaka yeterli ve gerekli sayıda veteriner hekim istihdam edilmeli, belediyeler kısırlaştırma uygulaması konusunda Veteriner Hekimler Odaları ile "eğitim, bilgi ve teknik destek" bağlamında iletişim içinde çalışmalıdır.

===========================

2-) Tasarı MADDE 3- 5199 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi, YİNE KOLAYCILIĞA KAÇMIŞ, Toplanıp kısırlaştırılan hayvanlardan "sahiplendirilemeyenler, okul, hastane, ibadethane, çocuk oyun alanı gibi toplumun yoğun olarak kullandığı yerler hariç alındığı ortama bırakılır" hükmü yüzünden, hayvanlar şehir merkezlerinden alınıp şehir dışlarına, dar gelirli ve fakir insanların oturduğu kenar mahallelere, dağlara, ormanlara, ÇÖPLÜKLERE ve başka ilçelere sürgün edilmesinin önü açılmıştır. Ayrıca, sokak hayvanlarının SAHİPLENDİRİLMELERİNİN çözüm olarak gösterilmesi, gerçeklere ve uygulamalara tamamen aykırıdır. Çünkü, evlerdeki küçük kedi ve köpekler için bile komşu şikayetinden dolayı 1000 lerce tahliye davası yurt çapında sürmektedir. Bu koşullarda kocaman sokak hayvanlarının sahiplendirilmesi, hayvanların alındığı yere bırakılması maddesine karşı GERÇEK DIŞI ve KANDIRMAYA YÖNELİKTİR.

TASARININ 3. MADDESİNE ÇÖZÜM ÖNERİSİ: 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununun ruhuna da uygun olarak, hayvanların yaşam haklarına saygı gösterilerek TIBBİ ve AHLAKİ koşullarda KISIRLAŞTIRMA yapılarak, alındıkları yere bırakılmaları yani hayvanların bulundukları yerde KISIRLAŞTIRILMIŞ olarak yaşamaları sağlanmalıdır. Kalabalık yerlerde köpek ve kedi sayısını kontrol altına almanın çözümü sürgün değil, ile çoğalmalarının kontrol altına alınması ve ithalat ve ticari üretimin yasaklanmasıdır.

===========================

3-))Tasarı MADDE 5: 5199 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi değiştirilerek, bakımevlerindeki hayvanların petshoplarda SATILMASINI hükme bağlamıştır. Sahipsiz hayvanlara deney yasaklandığı için, bu maddenin altında petshoplar eli ile sahipsiz hayvanların sahipli konuma getirilip, bilimsel kılıf altında işkence olan DENEYLERE yollanması gibi vahşi bir amaç söz konusudur. Üretim çiftliklerindeki hayvanların dile getirilmeye başlanan "katalog üzerinden" satışı ise kabul edilemez. Hayvanlar, üretim çiftliklerinde gözden uzak daha kötü koşullarda üretilecek ve tutulacaktır. Ayrıca, ülkemizde evlerdeki küçük ev hayvanları için bile 1000 lerce komşular arası tahliye davaları sürerken, büyük sokak hayvanlarının SAHİPLENDİRİLMESİ tamamen hayaldir, gerçeklere aykırıdır. 

Tasarının 5. MADDESİNE ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Bakımevindeki hayvanların petshoplarda satılması cümlesi tamamen kaldırılmalıdır. Petshoplarda pet hayvan bulundurulması ve satışı yasaklanmalı, merdiven altı satış DURDURULMALI, EN AZ 5 YIL SÜREYLE PET HAYVANI SATIŞI ÜRETİM ÇİFTLİKLERİNDE DE YASAKLANMALI, pet hayvan ithalatı tamamen durdurulmalı, kaçak olarak yurda pet hayvan getirilmesine ciddi cezalar uygulanmalıdır. Halen Üretim Çiftliklerinin çalışmalarını belirleyen bir YÖNETMELİK yoktur. Kurumlar bu çiftlikleri denetlemeyi birbirlerinin üzerine atarak, yetkisiz denetimden kaçınmaktadırlar.  Bu bağlamda YÖNETMELİK çıkartılmalı, süreli ve geçici olarak ÜRETİM yasaklanmalıdır.

===========================

4-) Ev hayvanlarının sayısı ve durumu: Tepkiyi önleme açısından çıkacak yönetmelikte belirlenecek, 24. Dönem TBMM Çevre Komisyonunda karar altına alındığı gibi, "evlerde bakılan hayvan sayısına mekan ve sayı sınırlaması" getirilmesi hedeflenmektedir. Hayvanını vermek istemeyen insanlar ile kurumlar arasında ciddi sorunlar yaşanacaktır. Evlerde hayvan sayısının fazla olması, görevini yapmayan belediyelerce bakılmayan hasta, mağdur kör sakat hayvanlara merhametli insanların evlerinde bakmasından kaynaklanmaktadır. Çoklu hayvan bakılan evler, BELEDİYELERİN vurup zehirlemesinden ve ölüm kampı barınaklarından kurtarılmış hayvanlarla doludur. Belediyeler üzerinde ceza ve idari yaptırım olduğu zaman, yani belediyeler öldüren değil yaşatan insani ahlaki ve tıbbi koşullara uygun bakımevlerini oluşturup, gerçek anlamda yaşatma, tedavi ve bakım hizmetleri verdiği zaman, evlerde çoklu hayvan bakımı zaten kendiliğinden ortadan kalkacaktır. 

===========================

5-) Üretim, satış, yasa dışı ithalat, hayvanat bahçeleri, deney, sirklere ilişkin maddeler: Bu maddeler ve tasarının diğer maddeleri de aynı şekilde çelişkiler ve vahim yanlışlar içermekte, hayvanları koruma kanunuyla yasaklanması gereken hususlar da bu tasarıda daha da geliştirilmiş olarak yer almaktadır. Tasarının diğer maddeleri de hayvanlar için tuzak maddeler ile doludur.

a) Yasaklı ırk olarak tanımlanan köpeklerin, yasal düzenleme yapılıncaya kadar, genelge ile, yerel hayvan koruma görevlileri ve müdürlüklerce uygun görülen emin kişilere kayyum olarak geçici statüde verilmeleri, ağızlık ve tasmayla gezdirilmeleri sağlanmalıdır. Yasal düzenlemede ise, bu hayvanların kısırlaştırılıp belediyelere kayıt ettirildikten sonra, ailesine veya güvenilirliği araştırılmış kişilere sahiplendirilmesi, dövüş ve üretimde kullanılanların ise belediye bakımevlerinde YAŞAM HAKLARINA uygun biçimde rehabilite edilecekleri ÖZEL KORUMA ALANLARINDA koruma altına alınmalı, bunlardan da normal yaşama uyum sağlayacak olanlar yine güvenilir kişilere kısır ve belediyeye kayıtlı olarak verilmelidir. Rehabilite edilmesi mümkün olmayanlar, gönüllülerin de ziyaret ve iştiraki ile bakımevlerinde yaşatılmalıdır. 

b) Yaban hayatı bitme noktasına getiren ve ekolojik felaketlere yol açan avcılık süresiz yasaklanmalıdır.

c) Horoz ve köpek dövüştürenlere TCK kapsamında ağır ceza verilmelidir.

d) At, eşek, katır gibi yük hayvanlarının kullanılmasına yönelik yönetmelik bağlamında çalışmalar yapılarak çözüm süreci başlatılmalı ve kullanımları tedricen yasaklanmalıdır. Bu hayvanlar, belediyelerce oluşturulacak uygun ortamlarda koruma altına alınmalıdır.

e) KANUNDA bulunan MOBİL KISIRLAŞTIRMA ARAÇLARINA ilişkin madde tasarıda da yer almıştır. Bu gün Türkiye'de belediyelerin bakımevi kurmamalarının, kısırlaştırma yapmadan, çözümü sadece öldürmek ve dağa taşa atmak, başka ilçelere atma uygulamalarının ana sebeplerinden birisi MOBİL KISIRLAŞTIRMA olayıdır. MOBİL araçlar, çoğu kez göstermelik kısırlaştırmaların yanında, büyük ölçüde çöplüklere, kırsala ve başka ilçelere atma şeklinde belediyeler ile anlaşma yapmaktadırlar. Belediyelere YOK ETME KILIFI olarak hizmet veren, gerek tıbbi koşullara tamamen aykırı olan ve gerekse hayvanlar için zulüm olan MOBİL sistem tamamen kaldırılmalıdır. Her belediye kendi bakımevini kurmalı, yerel veteriner hekimlerden HİZMET alımı yapmalıdır. 

f) Bu gün internet ve sosyal medya sayfaları, "DÖVÜŞLER, ÜRETİMLER, SATIŞLAR ve HAYVANLARA VAHŞET" görüntüleri ile doludur. Gerek kanunda ve gerekse tasarıda bu konuda hiç bir önlem veya çalışma yer almamıştır. Bu yasaya aykırı İNTERNET - SOSYAL MEDYA üretim ve satışları konusu, uzman kadro kurularak, başta MALİYE ve emniyet birimlerinden SİBER SUÇLAR olmak üzere kurumlar ile iletişim içinde yoğun biçimde denetim altına alınmalı, cezalar uygulanmalıdır.

g) Sahipsiz hayvan popülasyonunun kontrol altına alınamamasının önemli sebeplerinden birisi de, KAÇAK İTHALAT olayını denetleyen bir mercii yoktur. Oysa, yasal ithalat da en az 5 yıl süre ile yasaklanmalı, yasa dışı kaçak ithalat ise BÜYÜK CEZALAR ile kontrol altına alınmalıdır.

cross